16 Mayıs 2011 Pazartesi

At

Tek tırnaklılar takımının, Atgiller familyasından bir memelidir. Erkeğine aygır, dişisine kısrak, yavrusuna tay, yumurtaları çıkarılmış, iğdiş edilmiş olana da beygir denir. Küçük başlı ve kısa kulaklıdır. Yelesi ve kuyruk ucu uzun kıllıdır. Ömrü 40 ila 60 senedir.[kaynak belirtilmeli]. Arapça da binek ve yük hayvanı olan ata; dabbe, matiyye, Farsçada semend, tusen denir. Firdevsinin Şehname efsanelerinde adı geçen çil ata da rahş (رخش) denir. Hepsi otla beslenir. Geviş getirmezler. Memeleri kasık bölgesinde arka ayaklarına yakındır. Üçüncü parmakları geniş bir tırnakla çevrilmiş olup “ toynak” adını alır. Bunun üzerine basarak yürürler. İnsanlara hizmet eden hayvanların en kabiliyetlisi ve kıymetlisidir. İnsanların, eski harp meydanlarındaki yardımcısı, yük taşımada hizmetçisi, yarış, cirit, çit atlama ve av sporlarında neşe ve zevk ortağıdır. Silah gürültüsüne ve bando sesine rahatlıkla alışır.Atlar aynı zamanda dizlerini kilitleyebilir. At, cesur ve atılgan olduğu gibi sahibine son derece itaatkardır. Sahibi dilerse dolu dizgin, dörtnala koşar, isterse aheste yürür, isterse durur. Her durumda sahibini memnun etmeye dikkat eder. Yorgunluğa bakmaksızın kendini çatlatmak pahasına da olsa olanca gayret ve kuvvetini itaat uğruna sarf eder. Bugün Amerikan bozkırlarında yaşayan Mustang adı ile anılan vahşi atlar, İspanyolların Amerika’ya götürdükleri ehli atlardan kaçanlardan yabanileşenlerdir. Az yiyecekle yetinip, her türlü iklim şartlarına dayanırlar. Tarpan adıyla anılan Avrupa yaban atının (E. caballus gmelini) 1876’dan beri nesli tükendi. Bugün eski dünyada hala neslini devam ettiren yalnız bir yaban atı vardır. Bu at Orta Asya Moğolistan’ının soğuk ve ıssız ovalarında yaşar. Asya yaban atı veya Prezevalski dendiği gibi Moğolistan yaban atı da denir. Altay dağlarının her iki yanında yaşar. Siyah kısa ve dik yeleleri ile, ağır ve iri başları, küçük kulakları, uzun kıllı kuyrukları ile evcil atlardan farklılık gösterirler. Renkleri kırmızımtrak kahverengi olup çekici bir görünüşleri vardır. Burun kısımları beyazdır. Kışın kılları uzar ve böylece soğuktan korunurlar.

Aslan

Afrika aslanı, dünyanın en büyük dört kedisinden (aslan, kaplan, panter, leopar) biridir. Erkek aslan 250 kilogram üzerinde ağırlığı görülebilir. Kaydedilmiş en ağır aslan 1970 yılında İngiltere'deki Colchester Zoo adlı hayvanat bahcesinde ki Simba adlı aslandır. Agırlığı 375 kg (826 lb)olarak kaydedilmiştir. Dişiler ise bunun neredeyse yarısı kadardır. Postu kahverengimsi sarıdır. Erkeğin yelesi kahverengimsi sarıdan siyaha kadar değişir. Geniş alınlı, güçlü çeneli, uzayıp çekilebilen tırnaklı, sarımtırak kısa ve yatık tüylüdür. Kuyruğunun ucu püsküllüdür. Erkek aslanın başının etrafı uzun ve güzel bir yele ile süslüdür. Omuzlarının üzerine kadar dağılan bu perçem, kızdığı zaman kabarır. Aslanlar birbirleriyle bölgeleri için kavga eder. Genellikle bu ölümle sonuçlana bilir. Aslanların pençeleri ve dişleri çok keskindir. Bir insanı bir vuruşta öldürebilir veya yaralayabilir. Genellikle Afrika kıtasında yaşamlarını sürdürürler.Aslanlar dünya üzerinde yaşayan kedi türleri içinde en sosyal cinstir. Diğer tüm kedi cinsleri antisosyal olup yalnız yaşamayı tercih ederken aslanlar buyuk gruplar oluştururan tek kedi cinsidir.Grup oluşturmalarının en büyük sebebi kendilerinden cok hızlı olan avlarını grupsal pusu kurarak yakalamak oldugu bazı bilim dünyasınca öne sürülmektedir.Afrika aslanı, dünyanın en büyük dört kedisinden (aslan, kaplan, panter, leopar) biridir. Erkek aslan 250 kilogram üzerinde ağırlığı görülebilir. Kaydedilmiş en ağır aslan 1970 yılında İngiltere'deki Colchester Zoo adlı hayvanat bahcesinde ki Simba adlı aslandır. Agırlığı 375 kg (826 lb)olarak kaydedilmiştir. Dişiler ise bunun neredeyse yarısı kadardır. Postu kahverengimsi sarıdır. Erkeğin yelesi kahverengimsi sarıdan siyaha kadar değişir. Geniş alınlı, güçlü çeneli, uzayıp çekilebilen tırnaklı, sarımtırak kısa ve yatık tüylüdür. Kuyruğunun ucu püsküllüdür. Erkek aslanın başının etrafı uzun ve güzel bir yele ile süslüdür. Omuzlarının üzerine kadar dağılan bu perçem, kızdığı zaman kabarır. Aslanlar birbirleriyle bölgeleri için kavga eder. Genellikle bu ölümle sonuçlana bilir. Aslanların pençeleri ve dişleri çok keskindir. Bir insanı bir vuruşta öldürebilir veya yaralayabilir. Genellikle Afrika kıtasında yaşamlarını sürdürürler.Aslanlar dünya üzerinde yaşayan kedi türleri içinde en sosyal cinstir. Diğer tüm kedi cinsleri antisosyal olup yalnız yaşamayı tercih ederken aslanlar buyuk gruplar oluştururan tek kedi cinsidir.Grup oluşturmalarının en büyük sebebi kendilerinden cok hızlı olan avlarını grupsal pusu kurarak yakalamak oldugu bazı bilim dünyasınca öne sürülmektedir.

Çıyanlar

Çıyan (Chilopoda), çok hızlı hareket eden, uzun vücuda sahip, eklembacaklılar şubesine ait bir Çok bacaklılar sınıfı. İri türleri zehirlidir fakat allerji vakaları haricinde tehlikeli değildir,[1] birçoğu boy olarak küçük olduğundan deriyi delemez, Antarktika dışında heryerde yaşarlar. Arı'larda olduğu gibi şahdamar, göz gibi organlar sakınılmalıdır, ısırılan yere buz uygulanması ağrıyı geçirir. Boyları 1 mm ile 30 cm arasıda değişir. Zararlıları yiyerek beslenir.

Tesbih böceğinin bir akrabası olup, daha yavaş ve zararsız olan diğer çöpçül Kırkayak'ta (Millipede) her boğumda iki çift bacak varken, Çıyan'da bir çift bacak olması ikisini ayırteder. Etçil beslenen Çıyanın irilerinin utangaç olsada tehdit esnasında ısırabilmesine karşın çoğu iddiaların aksine Kırkayak sokmaz ve ısırmaz. Kırkayak dokunulduğunda veya tehlike sezince kıvrılıp hemen ölü taklidi yapar, bazı dev kırkayak türlerinin kitinli derisinden tehlike anında kıvrılınca salgıladıkları antibiyotik toksin nedeniyle ezilmesi allerjilere yol açabilir. Göze dokunulursa su ile yıkanmalı, yutulmamasına dikkat edilmelidir. Gösterişli türleri pet olarak evcilleştirilebilir. Bilinen en sosyal kırkayak türü tanzanya asıllı Pembe ayaktır asabi olmayıp, evcilleştirildikten sonra kıvrılmamaktadır.

Tropik iklimlerde'deki çıyanlar en fazla 30 cm olabilirler. Böcek olmaktan çok karides türevi eklem bacaklılar'dır.

Çok bacaklılar

Çok bacaklılar (Myriapoda), eklem bacaklılar (Arthropoda) şubesinin bir alt şubesidir. Yaklaşık 13.000 türü vardır ve tamamı karada yaşarlar. Myriad sözcüğü Yunanca 10.000 anlamına gelir. Myriapoda adı ayak adetlerinin çokluğuna binaen verilmiştir. Türün ayak adedi genellikle 10 - 750 arasında değişir. Ondan az ayaklı olanlarına da rastlanılır. Bir çift antenleri ve basit yapılı gözleri vardır.
Tachypodoiulus niger, Bir Kırkayak Çıyan ile Kırkayak en bilinenleridir. Zararlılarla beslenen Çıyan zehirli olsada çoğu insan derisini delemez, oldukça utangaçtır iri boyları ezildiğinde ya da tutulduğunda ısırabilir. [1] Kırkayak ise çürükçül ve zehirsizdir[2], sokmaz yada ısırmaz. Kırkayaklar normal ortamlarından soğuk ve yağışlı havada yada baharda yumurtadan yeni çıktıklarında Çıyanlar ise genellikle aşırı kuru ılıman havalarda evlerin çatlakları ve kuytu köşelerine gizlenebilir. Genellikle boş zemin konutlarda görülür rahatsız olunca terkederler. Yiyecek ve eşyalara zararlı değillerdir fakat varlıkları nahoştur. Kırkayak'ta (Millipede) her boğumda iki çift bacak varken, çıyan'da bir bacak bulunması ve Kırkayağın yavaş hareket etmesi bu ikisini ayırt eder. Tehlike anında kıvrılarak ölü taklidi yapan kırkayakın iri cinsleri bu durumda iken cilt porelerinden hafif bir allerjen salgılayabilir. Göze ve ağıza değerse suyla yıkanmalıdır.

Fil

Her iki türün ayırt edici özellikleri gövdelerinin çok iri, burunlarının hortum biçiminde uzamış, bacaklarının kalın ve sütun biçiminde, kulaklarının geniş (özellikle Afrika filinde), kafalarının çok iri ve sürekli uzayan üst kesici dişlerinin (fildişi) savunma dişlerine dönüşmüş olmasıdır. Ama Asya filinin dişisinde genellikle bu savunma dişleri bulunmaz. Ayrıca Sri Lanka da yaşayan alt türünün erkekleri de %30 oranında fildişinden yoksundur. Renkleri bozdan kahverengiye kadar değişen fillerin derileri kalın, kılları seyrek ve kabadır. Burun delikleri uzun hortumlarının ucunda yer alır; kaslı ve çok amaçlı bir organ olan hortumun ucundaki parmaksı uzantı, hayvanın küçük nesneleri tutabilmesini sağlar. Bu uzantı Afrika filinde çift, Asya filinde tektir. Filler su içmek için önce suyu hortumlarına çeker, sonra ağızlarına boşaltırlar. Erkeklerde testisler gövdenin içinde korunduğundan testis torbaları yoktur.
Afrika fili yaşayan kara hayvanlarının en irisidir; ağırlığı 8 tonu, omuz yüksekliği 3-4 metreyi bulur. Hindistan filinin ağırlığı 5 ton omuz yüksekliği 2,5-3 m dolayında, kulakları da Afrika filinkinden çok daha küçüktür. Fillerin bütün azı dişleri aynı anda çıkmadığı için ağızlarında işlevsel olan tek bir azı dişi bulunur; bu diş yıprandıkça yerini yenisi alır. Afrika fili 60 yaşına geldiğinde altıncı ve sonuncu azı dişini de yitirir. Fillerin ortalama yaşam süresi 60-80 yıldır. Fillerin birbirleriyle iletişim içinde olması onların bir araya toplanmasını sağlar ve ayaklarını vurarak ya da değişik sesler çıkararak 40-50 Hz arasında değişen frekanslarla iletişim kurarlar.

Geyik

geyikgiller (Latince: Cervidae) familyasında geviş getiren otçulmemeli hayvanların ortak adıdır. Çift toynaklılar takımında bulunan akraba familyalardaki benzer hayvanlar da genel olarak geyik diye adlandırılmaktadır.

Goril

Goril (Gorilla gorilla) , yaşayan en büyük insansı ve primat türüdür. Diğer çoğu primatın aksine yerde yürür. Otçuldur. Afrika'nın yağmur ormanlarında yaşar. Gorilin 2 alttürü vardır. Goril DNA'sının 95%'iinsan DNA'sı ile benzerlik gösterir.Bu da onu şempanze ve bonobodan sonra insanın yaşayan ikinci en yakın akrabası yapar.